Kürşad ve Kırk Çerisi
Kürşad ve Kırk Çerisi
Kürşad, Göktürk hükümdarı Çulluk Kağan’ın oğludur. Türklerin bağımsızlık sevdasının ve cesaretinin simgesi haline gelmiştir. Babası, üvey annesi olan Çin Prensesi tarafından zehirlenince, Türklerden pek çok kişi esir olarak Çin sarayına götürülmüştü.
Amcası Kara Kağan ve Kürşad da esirler arasındaydı. Kara Kağan esirlik sırasında ölünce, genç veliahtlardan Sirba başa geçmişti. Çünkü Sirba Çin yanlısıydı. Sirba, Çin’in hükmü altına girmeyi hemen kabul etmişti. Bunun üzerine kırk soylu bir kurtuluş birliği kurdular ve başına Kürşad geçti. Plan gayet netti, Çin İmparatoru esir alınacak ve Türk esirler bırakılana kadar salınmayacak. İmparatorun her gece gizlice dolaştığı yerde saldırı gerçekleşecekti ancak imparator yağmur nedeniyle çıkmayınca plan değişti. Çin sarayı basılacaktı.
Çin Sarayını Basan Bir Avuç Türk
O gece korkusuz kırk çeri sarayı bastı. Yüzlerce Çin askerini bozguna uğrattılar. Ancak yağmur nedeniyle Vey Irmağı’nı aşan köprü parçalanınca kapana kısıldılar. Ancak Türk demek ölümden korkmamak demekti.
Kürşad ve çerileri yüzlerce Çinliyi yere serdiler ama arkadan binlercesi geliyordu. Son ana kadar çarpışan çeriler ve Kürşad, o gece öldü ama Türk’ün esir olarak yaşayamayacağını tüm dünyanın aklına kazıdı.
Aradan 1300 yıl geçtikten sonra Türkler bir kez daha esaretle bağımsızlığı ayıran çizgiye gelmişlerdi ve imkanlar yine kısıtlıydı. Ancak yine de bağımsızlığını kazanıp yeni bir devlet kurmayı başarmışlardı: Türkiye.
Aradan ne kadar zaman geçerse geçsin, akıllara şu sözün doğruluğu tekrar tekrar kazınıyordu: Fıtrat değişir sanma, bu kan yine o kandır. Kürşad ve çerilerine selam olsun.
Hiç yorum yok:
Hata yapmaktansa yorum yapın daha iyi :)